30 Eylül 2011 Cuma

ne yapsam bilemedim..

Ne ilginçtir ki, hayatımdaki her olay, her ilişki ve her etkileşimden çıkardığım sonuçlar, kendimi en kötü hissettirecek ve en olumsuz sonuçlar oluyor. Kim ne derse desin, yorumlarım hep ''ben yeterince iyi değilim, bak yine benim yüzümden olmadı, yine beni kimse sevmedi'' şeklinde oluyor. Çok iç açıcı değil mi?

Evet, itiraf ediyorum: Sevdiğim herkes beni de sevsin istiyorum. Bir tanesi bile yeterince sevmezse kendimi kötü hissediyorum. Neden bunu bu kadar önemsediğimi bilmiyorum. Psikologumla konuşurken bana, hep sevilme isteğinin ve olumsuz bir şey olduğunda hemen üstüne alınma psikolojisinin, çocuklarda görüldüğünden bahsetmişti. Aynı şekilde, karşımdakinden istediğim tepki veya cevabı alamayınca hep bunun sonucunda bende bir sorun olduğuna inanıyorum. Aslına çok benmerkezci bir düşünce tarzı bu. Kendini dünyanın merkezine koyup başkalarının da dertleri olduğunu unutmaya sebep oluyor.

Geçen gün, üç sene boyunca görmediğim bir insanla karşılaştım. Kendisi ile oturup sohbet ederken bana hayatında önemsediği sadece iki insan olduğunu söyledi. Bu iki insan dışında kim ne yaparsa yapsın, ne derse desin ona koymayacağını söyledi. Keşke ben de böyle bir insan olsaydım diye düşünmedim değil.

Tamam hassas ve duygusal olmak da bir yere kadar güzel. Bir şeylere değer vermek, birilerine değer vermek ve o değeri karşındakinden görmek çok güzel şeyler. Ama ne yazık ki artık kimse hiçbir şeye değer vermiyor. Belki çok nihilist bir kuşak olmamızdan geliyor. Hoş, ben kendimi, kendi kuşağıma dahil hissetmiyorum. Fazla yüzeysel buluyorum. İnsan ilişkilerinin de, bu kuşaktaki insanlar için hep oyun üstüne kurulu olduğunu hissediyorum. Karşılıksız iyilik diye bir kavram yok.
Bir şekilde, çok doyumsuz, amaçsız ve hiçbir şeyi sallmayan insanlar var çevremde.

Ne yalan söyleyeyim, bazen ben de kendimi doyumsuz hissediyorum. Ne olursa olsun "şu da olsaydı daha iyi olurdu" diye çalışıyor kafam. Bunun ne kadar yanlış, yaptığımın ne kadar nanakörce olduğunun farkındayım ama işte alışmışım böyle düşünmeye.
Bu düşünceden nasıl sıyrılabilirim bilmiyorum ama, geçen sene elime bir kitap geçti "Şimdinin Gücü" diye. Eckhart Tolle'nin bir kitabı. Kişisel gelişim kitabı ama o saçma ve palavra dolu kitaplardan değil. Mutluluğun dış faktörlerden değil, içten geldiğini savunan, gelecek ve geçmiş kaygısından kurtulup ana odaklı yaşamak üstüne kurulu bir kitap. Okurken çoğu zaman " A evet, ben de hep bunu yapıyorum demek ki sebebi buymuş " dediğim çok oldu. Gerçketen güzel bir kitap ama bazen felsefesini uygularken zorlanabiliyorum. Bilmiyorum, yine de tavsiye ediyorum sanırım. Okumakta fayda var..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder