15 Kasım 2011 Salı

şimdi biraz duralım..

Son zamanlarda hayatımda pek olumsuz şey olmadığı için midir bilmem, pek yazasım yoktu. Ama son bir haftada iki kere başıma gelen şey, buluştuğum iki arkadaşımın bana içini döküp ağlamaları oldu. Karşımda ağlayan birini görünce kendimi çok çaresiz hissediyorum. Bir tarafım gidip sarılmak istiyor, bir tarafım da kaskatı duruyor öylece. Son zamanlarda genel olarak durgunum ve pasif bir hayat yaşıyorum. Sadece tüketiyorum ve bu beni rahatsız ediyor. Ama bunu engelleycek bir şey de yapmıyorun. Belki iyice rahatsız olup bir gün patlayana kadar böyle gidecek. Bir gün “Yeter artık! Harekete geçiyorum” diyene kadar. Dibe vurmadan yukarı çıkmamak hesabı…
Konuya dönecek olursak bu iki arkadaşım bana sorunlarını açtıklarında hem onlarla empati kurabildim, hem de taşıdıkları duygusal yükün benimkinden ne kadar fazla olduğunu gördüm. “ Benim yaşadıklarım hiç kalır bunların yanında” diye düşündüm. Eğer bu insan benimkinden daha fazla olan bu yükü taşıyabilmiş, üstelik bunu yaparken şikayet etmemişse, ben de dayanabilirim diye düşündüm. Bazen ihtiyacım olan tek şey, bazı şeyleri hissederken yalnız olmadığımı bilmek. Bunu bildiğim zaman kendimi daha iyi hissediyorum. Çünkü çoğu kez, sorunlarımı kafamda büyütüp trajik hale getiriyorum. Çevremdeki insanların hiçbirinin ne çektiğini bilmeden, ya da sadece tahmin ediyorum. Elbette herkesin acı eşiği farklı. Herkesin dayanabileceği nokta aynı yerde değil

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder